Şema nedir?
Bireyin erken yasam deneyimlerinden öğrendiği kendisi ve çevresi hakkındaki inançlarına şemalar diyebiliriz. Şemalar, çocukluktan başlayarak yaşamımız boyunca gelişmeye devam eden bir takım düşünce kalıplarıdır. Bireyin, çocukluğundan itibaren edindiği deneyimleri ve yakin cevresiyle olan ilişkilerinden edindiği bilgiler “Şema” adı verilen bir takım düşünce ve davranış kalıplarının oluşmasına sebep olurlar.
Şema terapide ise ‘şema’ kavramı, “erken dönem uyum bozucu şemaları” ifade etmek için kullanılmaktadır. Uyum bozucu şemaları; kendimizle ilgili negatif inançlarımız olarak tanımlayabiliriz. Bu inançlar özellikle erken çocukluk ve ergenlik dönemlerimizdeki olumsuz deneyimlerimizden beslenir ve yetişkinlik donemimizdeki güncel yaşantımıza yansırlar. Erken çocukluk ve ergenlik dönemlerimizdeki olumsuz yaşantılarımızdan kaynağını alan bu uyum bozucu şemaların güncel yaşantımızdaki işlevselliğimize birtakım olumsuz etkileri olabilmektedir.
Şemalar Nasıl Gelişir?
Şemaların gelişmesinde 2 önemli faktör rol oynar. Bunlardan birincisi isteğimiz dışında doğuştan sahip olduğumuz mizacımızdır. Her insan farklı bir mizaca sahip olması nedeniyle, çevresinden ve cevresindeki olaylardan farklı biçimlerde etkilenebilmektedir. Ikincisi ise, erken donem yasam deneyimlerimiz, erken çocukluk ve ergenlik dönemimizde maruz kaldığımız cevre (birincil bakim verenler, aile, kardeşler, okul, öğretmenler, vd.) ve bu cevre tarafından uygun bir sekilde karşılanmamış veya uygunsuz karşılanmamış temel çocukluk ihtiyaçlarımızdır (Güvende olmak, kendini ifade edebilmek, kendiliğindenlik (spontanlık) ve oyun, gerçekçi sınırlar, vb.) Şema terapi modeline göre, çocukluk yaşantılarından itibaren gelişmeye başlayan şemalar, zamanla işlevsel olmayan düşünce ve davranış kalıplarına dönüşürler. Yani cocukluk çağında olaylar ve durumlarla baş etmemize yardımcı olan bu şemalar, yetişkinlik yaşantımızda işlev bozucu ve kroniklesen düsünce ve davranış kalıplarına dönüşebilmektedir. Bu noktada Şema Terapi, erken çocukluk ve ergenlik döneminde belirgin kökenleri bulunan psikolojik bozuklukların fark edilmesine ve tedavi edilmesinde yönelik kuramsal ve uygulamaya yönelik bir model olarak geliştirilmiş bir psikoterapi ekolüdür.
Sema Terapi Nedir?
Temelini bilişsel-davranışçı kuramdan alan şema terapi modeli, Jeffrey Young ve arkadaşları tarafından geliştirilen ve birçok farklı terapötik yaklaşımı özünde barındıran sistematik bir terapi modelidir (Young, Klosko ve Weishaar, 2003). Şema terapi, pek çok psikoterapi modelini (Kognitif-Davranışsal, psikodinamik, bağlanma ve Geştalt modeli) işlevsel bir şekilde bir araya getirmiş bütüncül bir psikoterapi modelidir (Young, Klosko ve Weishaar, 2009). Bu açıdan, kişiyi ve sorunlarını anlamlandırmada bu sorunlara çözüm üretmekte çok geniş bir bakış açısı kullanmaktadır.
Şema Terapi Modeli, erken yasam deneyimlerimizin, yetişkinlik dönemimizdeki yansımalarının keşfine ve buralarda oluşmuş olan erken donem uyumsuz şema kalıplarının degisimine odaklanır.
Temel Duygusal Ihtiyaclarimiz ve Erken Donem Uyumsuz Semalar
Jeffrey E. Young’a göre; erken cocukluk donemimizde karşılanması gereken 5 temel duygusal ihtiyacımız vardır,
Erken donem uyumsuz şemalarımız, cocuklukta ve ergenlik doneminde karşılanması gereken temel duygusal ihtiyaçlarımızın karşılanmaması veya uygunsuz karşılanması sonucunda oluşurlar
Temel duygusal ihtiyaçlarımız;
1- Güvenli bağlanma
2- Özerklik
3- Duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı özgürce ifade edebilme,
4- Gerçekçi sınırlar
5-Kendiliğindenlik ve oyun. (Young, Klosko ve Weishaar, 2009).
Jeffrey E. Young, bu beş temel duygusal ihtiyacımızın uygunsuz karşılanması sonucunda gelişen 5 tane şema alanı ve on sekiz erken dönem uyumsuz şema tanımlamıştır.
1- Ayrılma/reddedilme alanı;
Ayrılma ve reddedilme şeması; koşulsuz kabul, sevgi ve bakım gibi bir takım duygusal ihtiyaçların karşılanmaması sonucunda gelişmişlerdir. Ayrılma/reddedilme alanının uyumsuz şemaları; terk edilme, güvensizlik, duygusal yoksunluk, kusurluluk ve sosyal izolasyon şemalarıdır.
2- Zedelenmiş özerklik alanı;
Zedelenmiş özerklik alanında, bireyler tek başlarına zorluklarda mücadele etmede, tek başlarına işlerinin üstesinden gelmede ve yalnız kalma gibi durumlarda zorluk yasarlar. Zedelenmiş özerklik alanında bireyde; bağımlılık, dayanıksızlık, yapışıklık ve başarısızlık şemaları gelişebilmektedir.
3- Başkaları yönelimlilik alanı;
Bu alan, bireylerin duygularını özgürce ifade edebilme ihtiyaçlarının koşulsuz bir sekilde karşılanmaması sonucunda oluşur. Bu şema alanında bireyler kendi ihtiyaçlarından çok karşılarındaki kişilerin ihtiyaçlarını, isteklerini karşılamak ve onlardan onay almak için yoğun çaba sarf ederler. Koşula bağlı olarak ilgi ve sevgi ihtiyacının karşılandığı ve kendi isteklerinin çocuğununkinden üstün tutulduğu çevrede, bu şema alanı görülebilmektedir. Başkaları yönelimlilik alanda kişide; boyun eğicilik, kendini feda ve onay arayıcılık şemaları gelişebilmektedir.
4- Zedelenmiş sınırlar alanı;
Bu alan, cocukluk doneminde kişinin ya aşırı kısıtlanması ya da hiç kısıtlanmaması yani gerçekçi ve saglıklı sınırların belirlenememesi sonucunda gelişmektedir. Bu alana sahip bireylerde, haklılık ve yetersiz öz denetim şemaları oluşabilmektedir.
5- Aşırı duyarlılık ve baskılama alanı;
Cocukluk doneminde oyun ihtiyacının karşılanmadığı, baskici ve mükemmeliyetçi tutuma sahip cevre bu şema alanının oluşmasında etkilidir. Bu şema alanına sahip bireyler, hata yapmaya karşı esiri kaygili, kendinden istenileni eksiksiz bir sekilde yerine getirme konusunda baski altında hissederler.
Aşırı duyarlılık ve baski alanında kiside; karamsarlık, duyguları bastırma, yüksek standartlar ve cezalandırıcılık şemaları gelişebilmektedir.
Şema Terapi Nasıl Çalışır?
Sema terapinin temel amacı, Young ve arkadaşları tarafından (2003) kisilerin, uyumsuz şemalarını daha işlevsel olanlarla değiştirmek ve bireylerin, işlevsel olmayan basa çıkma yolları yerine daha işlevsel başa çıkma yollarını öğrenmelerine yardımcı olmaktır.
Bu sebeple şema terapide öncelikle yaşadığımız sorunların altında yatan şemalarımızın (düşünce ve davranış kalıpları) keşfedilmesine odaklanılır.
Keşfedilen şemaların kökenleri yani sorunun asil kaynağı tespit edilir ve kisinin hayatında sorun oluşturan uyum bozucu şemalarla uygunsuz basa çıkma yollar ortaya çıkarılır.
Sorunun çözümü icin işlevsiz basa çıkmalar yerine, kisiye şema terapi teknikleri öğretilerek, sorunlarla saglıklı basa çıkma yollar keşfedilir.
Bununla birlikte temel duygusal ihtiyaçlarımızı anlamak ve bireyin kendi ihtiyaçlarını işlevsel bir şekilde karşılayabilmesiyle ilgili beceriler kazandırmakta şema terapinin hedeflerindendir.
Bu açıdan değerlendirdiğimizde, şema terapi yaşadığımız sorunları sürdüren faktörlerle birlikte, bu sorunların nasıl geliştiğiyle de ilgilenen bütüncül ve kapsayıcı bir terapi ekoludur.
Young, J. E., Klosko J. S. & Weishaar M. E. (2003). Schema therapy: A practitioner’sguide. New York: The Guildford Press.
Young, J. E., Klosko, J.S. ve Weishaar, M.E. (2009). Şema terapi. Tuğrul Veli Soylu (Çev.) (2. Baskı). İstanbul: Litera Yayıncılık.